Dış politikada ülkemizi zora sokan her konu, ülkenin savunulması adına gerekli araçların temini noktasında yaşanıyor. Kıbrıs Barış Harekatı nedeniyle uygulanan ambargo bugün küresel ölçekte isim yapmış Aselsan, Roketsan gibi şirketlerin doğuşuna zemin hazırlamıştı. Benzer bir durum da belki de F-35 projesi kaynaklı olarak yaşanancak.
Ülkemizin F-35 ihtiyacı çok kritik. Şimdi bu ihtiyacı modernizasyon, İHA’lar, yan ürünler gibi çözümlerle karşılamaya çalışacağız. 2030’dan sonra ise Milli Muharip Uçak (MMU) projesinin nihayete ererek bu konudaki açığı kapatması bekleniyor. Türk Hava Kuvvetleri'nin belirlediği standartlar çerçevesinde geliştirilen ve TUSAŞ’ın öncülüğünde tasarımdan üretime kadar tüm aşamaları tamamlanacak olan MMU projesinin başındaki isim olan Temel Kotil, çalışmalara ilişkin çok taze bilgiler paylaştı.
18 Mart 2023’te motor çalıştıracak
2022 yılında gün yüzüne çıkacak olan MMU, 18 Mart 2023’te ilk kez motor çalıştıracak, 2025’te ilk uçuşunu gerçekleştirecek. 2028’de seri üretim başlayacak. İlk etapta planlanan üretim ayda 2 adet üretilmesi yönünde. Bu konuda 2 adet ifadesi biraz kafa karıştırıyordu ancak Temel Kotil bunun TUSAŞ’ın ekonomik öngörüleri gerçekleştirmek adına şirket planlaması olduğunu, Türk Hava Kuvvetleri’nin daha yoğun adetlerde talepte bulunması halinde ayda 4 ya da daha fazla sayılarda da üretimin yapılabileceğini aktarıyor.
2025’te ilk uçuşunu yapacak prototip de dahil olmak üzere maksimum yerlilik oranına ulaşmayı hedeflediklerini aktaran Temel Kotil, 2030’a kadar milli muharip uçağın %100 yerli ve milli olacağını aktarıyor. Bu arada TUSAŞ Genel Müdürü’nün “Bana göre millilik; istediğim zaman, istediğim kadar üretir, istediğime de satarım diyebilmektir.” söylemi de durumu güzel bir şekilde özetliyor. Bilindiği üzere birinci nesil ATAK helikopterleri için Pakistan ile önemli bir anlaşmaya varılmış ancak kullanılan motor nedeniyle ABD bu satışa izin vermemişti. Aynı şekilde Filipinler ile varılan anlaşmaya onay verilmiş ve TUSAŞ Filipinler’e satış gerçekleştirmişti.
Milli Muharip Uçak için şimdiden jeneratör sistemleri, güç tasarım sistemleri, iniş takımları, aviyonikler gibi birçok kritik parça için Türk firmaları ile anlaşmalar sağlanmış ve çalışmalar çoktan başlamış durumda. Motoru zaten TEI tarafından üretiliyor. Mühimmatlar konusunda Roketsan’ın geniş bir ürün yelpazesi var ve yeni çalışmalar da devam ediyor. Uçağın bilgisayar donanımlarını ise Tübitak Bilgem üretecekmiş. Bu konuda çok fazla detay yok ne yazık ki. Bu donanım üzerinde koşacak yazılımı ise TUSAŞ mühendisleri geliştiriyor.
Yılda 1000 mühendisi istihdam ettiği belirtilen TUSAŞ’ta şu anda 4300’den fazla mühendis görev yapıyor. Bunlara ek olarak yıllarca ABD’de ve Avrupa’da kritik savaş uçağı projelerinde çalışmış ancak yaş nedeniyle ülkelerinde emekliliğe ayrılmış birçok mühendis de tecrübelerini aktarmak ve sorunlara tecrübe edilmiş yaklaşımlarla çözümler üretmek adına MMU projesine katkıda bulunuyor. Zaten bilindiği üzere İngiltere ile de belirli sayıda aktif görevdeki mühendisin MMU projesine ve TEI’nin MMU’da kullanılacak motor projesine katkı sağlaması adına bazı anlaşmalar yapılmıştı.
Üretim tecrübesi
ABD’nin F-16’ları özgürleştirerek tüm parçalarında Türkiye’ye üretim, geliştirme gibi izinleri ve kaynak kodları vermesi neticesinde TUSAŞ kritik bir role soyunmuştu. O dönem TUSAŞ tesislerinde, Türk mühendisler ve teknisyenler 300 adet F-16’nın üretimini gerçekleştirmiş ve üretim anlamında ciddi bir tecrübe edinilmişti. Üretilen bu uçaklar halen Türk Hava Kuvvetleri ve Mısır tarafından kullanılıyor.
F-35 projesinde de birçok kritik parçanın tek üreticisi olan ancak sonrasındaki siyasi anlaşmazlıklar nedeniyle projeden çıkarılan TUSAŞ, sivil uçaklar konusunda da dünyadaki üretim kalitesi yüksek az sayıda isimden biri konumunda.
Daha da önemlisi MMU üretime başlamadan önce TUSAŞ Hürjet’in üretimine başlayacak. TUSAŞ’ın çok ciddi bir özkaynak ARGE yatırımı yaparak süreçlerini tamamladığı Hürjet projesi de önem taşıyan bir başka yazı konusu olacak.